Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şu şekilde:
"Bugün AK Parti İstanbul teşkilatının neferleri, bayraktarlarıyla beraberiz. Öncelikle kalplerimizi bu güzel atmosferde buluşturan il başkanımıza ve yönetimine teşekkür ediyorum.
Hangi görevde olursa olsun bu hareket için taş üstüne taş koymuş her bir yol arkadaşımızı minnetle anacağız. Vefayı, kardeşlik ve yoldaşlık hukukunu hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz. AK Partili kadrolar olarak daha fazla çalışarak daha fazla koşturarak daha fazla gayret göstererek devraldığımız bayrağı yükseklere taşıyacağız.
AK Parti olarak milletin emrinde ve hizmetinde olan bir siyasi hareketiz. Milletimize olan şükran ve vefa borcumuzu gece gündüz demeden aşkla koşarak ödeyen bir ekibiz. Biz buyuz. Biz bir gönül hareketiyiz. Biz kalbi millet ve memleket sevdasıyla çarpan adanmış kadrolarız.
Bizim yoldaşımız, elitler, sırça köşkte oturanlar değildir. Bizim yoldaşlarımız Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanlardır. Biz kimsesizlerin kimsesi olmak için yola çıkmış bir hareketiz. Koltuk için makam için bu yola çıkmadık. Garibin elinden tutmak, yetimin başını okşamak için siyasete atıldık.
Biz bu yola koltuk için makam için çıkmadık. Garibin elinden tutmak, yetimin başını okşamak yoksuluk fakirin derdine derman olmak için siyasete atıldık. Başkaları gibi sadece laf değil, şiddet değil, tahrik tehdit değil iş ürettik, hizmet ürettik. Bizim için esas olan milletin rızasıdır. Bizim için esas olan milletin hayır duasıdır. Biz siyaseti kendimiz için kendi geleceğimiz için değil. Millet için yapıyoruz. Hayatımızın hiçbir safhasında bir imaj çalışması olarak görmedik.
Şiddeti övmek, sokakları yakıp yıkmak meşru görebileceğimiz siyaset tarzı değildir. Bunlar ancak müflislerin müzminlerin siyaset tarzı olabilir. Bunlar milletten umudunu kestikleri için batıdan medet uman acizlerin siyaset anlayışı olabilir. Biz böyle bir dile böyle bir seviyesizliğe kendimizi hapsetmeyeceğiz.
Halka rağmen siyaset olmaz. Milleti dinlemez halkın sorunlarına çözüm üretmezseniz halkçı değil ya rantçı olursunuz ya da bantçı olursunuz. Rantçıların da bantçıların da ne hale düştükleri, İstanbul'u ne hale düşürdüklerini hepimiz biliyoruz. Faşizm öyle bir raddeye vardı ki kendileri dışında kimseye tahammülleri yok. Hırsızlara, yolsuzlara sahip çıkmadı diye önlerine gelen linç ediyorlar.
İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor. Örgütün kimleri maaşa, kimleri haraca, rüşvete bağladıkları kendi arkadaşları tarafından itiraf ediliyor. Ne gam ne tasa ne de bir mahcubiyet söz konusu. Çıkıp milletten özür dilemeleri nedamet getirmeleri af dilemeleri gerekirken her gün savcıları hakimleri görevini yapan emniyet ve medya mensuplarını pişkince tehdit ediyorlar. Düne kadar yere göğe sığdıramadıkları arkadaşlarını pişman olduğu, suçunu ilan ettiği için hain ilan ediyorlar.
Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi... Yolsuzluk lekesini bağırmakla çıkaramazsınız"
Okuyucu Yorumları 22 yorum